Mandita; İzmir'in tarihi dokusunu kaybetmemiş nadir sokaklarından birinde, tarihi Asansör mevkiinde yer alan BUTİK bir atölyedir. Mahallenin ruhuna ve hareketine topluluk verimi katar ve biraraya gelmelerin, tesadüf buluşmaların, karşılaşmaların ve toplumsal sanatsal alanları şenlendirmenin uğrak noktasıdır. Sanat terapisi destekli çalışmalar yapar, mahalle hareketlerini öncülük eder ve destek verir. İzmir, Karataş "art'ık" mahalle insiyatifinin kurucularındandır.
Mandita'da odak; çömlekçi tornasında tek tek, elle şekillendirilmiş, bazıları 7mm kadar ufak olabilen "mikro ölçekli minyatür çömlek"ler olsa da, farklı tasarım tabak ve takılar da zaman zaman koleksiyonda yerini almaktadır.
Mikro Mandita işler; porselen ve diğer farklı çamurlarla form odaklı bir yaklaşım benimsenerek, çömlekçi tornasında elle şekillendirilmiştir. Formdaki sadelik, üzerine uygulanan çeşitli sır çalışmaları ile modernize edilmiştir. Görsel şölen için tasarlanmış bu mikro çömleklerin her biri birbirinden farklıdır. Mikro setler birbirine benzese de, setlerin hiçbiri bir diğeriyle aynılık teşkil etmez; böylece sizin çömleğinizin biricikliği garantilenmiş olur.
Atolye farklı bir üretim ve eğitim odağında birbirine entegre bir sistemle çalışır; zaman zaman farklı şehirlere eğitimlere gidilir dolayısıyla ziyaretleriniz için önden iletişime geçebilirsiniz; workshop ve eğitimler için instagram hesabından takip edebilirsiniz.
MANDİTA; sanskrit dilinde kız çocuklarına konan bir isim olmasının yanı sıra; "bezenmiş, dekorlanmış, süslü..” anlamlarını taşımaktadır.. Bundan dolayıdır ki; doğanın en yalın hali olan çamurun şekillendirilip, dekorlanmasıyla işler bu atölyede “mandita” halini alır..
Başında çiçekten tacıyla, saçları rüzgarda uçuşa uçuşa, çıplak ayaklarını toprağa basa basa, kırlarda koşturan tatlı kız çocuğu gibi; papatyaların nefis kokusunu içine çeke çeke.. çamurun dünyadaki en temiz şeylerden biri olduğunu henüz unutmadığımız o çok eski zamanlara dönerek..
Acelemizin, kaygılarımızın, kıyaslamalarımızın olmadığı, yalnızca varolduğumuz ve "nefes"in her hücremizin en derinlerine işleyebildiği zamanlara akarak..
Artık hatırlıyoruz, salt varolmanın huzuru ve hazzı ile yeniden buluştuk.
Çamura döndükçe, çamurla döndükçe yeniden doğacağız..
